Her türlü paratiroit ameliyatından sonra (kötü huylu tümör, adenom, hiperplazi) bir miktar kalsiyum düşüklüğü şikayetleri (ellerde, dudaklarda uyuşma, karıncalanma) olur.
Daha önce de açıklandığı gibi, kasların kasılabilmesi için kalsiyumun hücre içine girişine gereksinim vardır. Kanda hücre içine girecek yeterli miktarda kalsiyum yoksa kaslar yeteri kadar kasılamaz.
Ender görülen doğumsal bir hastalıktır. Tüm kalsiyum düşüklüklerinin %1’ini oluşturur.
Kanda kalsiyum yetersiz olduğunda kaslar kasılamaz ve büzüşürler. Bu durum en belirgin şekilde parmak uçlarında ve dudaklarda kendini hissettirir. Vücudun bu bölgelerinde uyuşma, karıncalanmalar olur.
Kalsiyumun insan vücudundaki asıl görevi kas kasılmasıdır. Kasların kasılabilmesi için hücrelerin içine kalsiyumun girmesi gerekir. Eğer kalsiyum kanda çok fazlaysa hücre içine fazla miktarda geçiş olur ve kaslar sürekli kasılırlar.
Kanda kalsiyum yüksekliği oldukça sinsi bir hastalıktır. Aylarca, hatta genç hastalarda yıllarca hiçbir bulgu vermez.
Paratiroid adenomu, paratiroid bezinin iyi huylu (selim) tümörüdür. Ameliyat öncesi yapılan radyolojik testlerde (ultrasonografi, sintigrafi, vs) adenomun yeri tespit edilmişse cerrahın da hastanın da işi kolaydır.
Boyun ön bölümüne 3-4cm uzunluğunda bir kesi yapılır. Cerrahın işi adenom ameliyatından daha güçtür.
Kronik böbrek yetmezliği paratiroit hiperplazilerinin en sık nedenidir. Bu hastalar sıklıkla diyalize girerler ve diyalize girme süresi uzadıkça hastanın paratiroit bezlerinin hiperplaziye uğrama olasılığı da o kadar artar.
İyi huylu olsun, kötü huylu olsun, paratiroit tümörlerinde hastalık sıklıkla tek paratiroit bezini tutar, diğer üç bez sağlıklıdır. Hiperplazide ise hastalık dört bezi birden tutar.
- 1
- 2